17 Ocak 2013 Perşembe

Geçti Geçecek Gelecek...


  Hayat işte, yarım kalmışların oluşturamadıkları bütünlerle, ölümde tamamlanan bir sanrı. Sanrıdan da öte belki bir Tanrı. Gidemediğimiz yolların, çıkamadığımız sokakların en köşesinde, sıkıştırılmışlığında, geri dönemeyecekmişçesine … Hep de baktığımız ve engelimiz olan o arkaya, geçmiş olduğunu görüp de geçmeye çalıştığımızda biraz daha köşeye sıkıştırırcasına hayatı yaşamanda. Geçmiş ile gelecek arasındaki bu sıkışmışlığını görsen de adım atacak “ zaman” bulamamanda… Geleceğe her gelecek dediğinde, onun da geçmesinde. Senin dışında bunu kimsenin anlamadığını düşündüğün zamanlarda, yanlış olana anlam yükleyerek kendini kandırmanda… Kanacağın her şey bittiğindeyse kanadığında. Aldanıp daha çok kanadığında ve senin hala inanmadığın gerçeklerde. Gerçekten de öte hayatı “bulduğun’un” teninde. 

  Sanrıydı hayat, ondan da öte Tanrıydı… Şimdi ise farkına varmaya başladığımı zannettiğim gerçeklerde, ondan da öte hayatı “bulduğum’un” teninde oldu. Yine mi kandırdım kendimi, kanadım, damladım “tenine” , her seferin de teninin götürdüğü tahta boşluğa ? Hayat işte...

                                                                                                              Doğa Kurtuluş

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder