18 Mart 2012 Pazar

Durum Komedisi


       
      Göt; güzel küfür, çok severim. Bir gün geçicem karşısına göt dicem. Bir ağız dolusu hem de, üzülsün dudaklarını büksün, gözleri dolsun, elini uzatsın omzuma. Bi silkeleneyim kendine gelsin ya da daha kötüsü…
      Bir gün karşısına çıkayım, tesadüfen; “aa” diyeyim “naber ne yaptın?” neler anlatır acaba, ilk ne der? Cem diyebilir ya da susabilir, başını önüne eğebilir,  utanabilir. Ben olsam utanırdım, yani ben o değilim sonuçta. Hiçbir şey olmamış gibi yapabilir, gülmez belki daha fazla yüzüme, üzülmeyeyim diye. Soruma cevap veremez ama. O sorar “nasılsın?” der. Demem gereken şey ya da onun duymayı beklediği şey “senden sonra nasıl olayım ki” muhtemelen,  öyle demem ama. “iyi işte sınavlar falan, sen naptın?” topu tekrar ona atarım. Anlatacak çok şeyim yok. Aslında var ama anlatmam daha fazla düştüğümü görmesin.
          Ben üzüldükçe o mutlu oluyor içten içe. Önünü alamıyor sonra saçmalıkların. Neymiş iyi bakmalıymışım kendime,  kendime yakışanı yasamalıymışım. Bu kadar mı yüzeyselmişiz? Ben bunu anlamıyorum bir türlü. Tek taraflı mı kaldı hatıralar. Bir ben mi hatırlıyorum yeni yıla dudak dudağa girdiğimizi, çok mu balık hafızalı acaba! Nerde o mektupları yazan demezler mi adama ?
        Aslında çok da sevmiyorum artık. Bazen diyorum yapsam mı orospu çocukluğu? Yaklaşsam mı eski Cem gibi? Belki çıkartırım bastan? Sonra yol üstü bırakırım ödeşmiş olur muyuz? Başkasıylayken selam bile vermez gibime geliyor. Benleyken vermezdi. Benim bildiğim öyle, gram şüphe hala duymuyorum geçmişe dair. O yapmaz diyorum kendi kendime. Yapmasın lan!
         Tek temiz oydu. Ben onu aldım, sakladım, kimselere göstermedim kirlenmesin diye. Öpmeye kıyamadım ben onu, elimin altında yattı, alnından öptüm gece boyu. Kokusunu içime çektim en çok özlediğim zaman. Gözlerinin içi gülsün diye neler yaptım o bilmeden. En çok o zaman sevdim ben onu. Otobüste bana bakarken, inme diye. Gözlerini özlüyorum bazen.  O bakışlarını. Etrafında bin tane kedi varken bana çaresiz bakışlarını, “kurtar beni Cem” der gibi. Hiç kurtarmazdım hep daha çok baksın isterdim daha çok ihtiyacı olsun bana.
        Onu son gördüğüm yeri hatırlıyorum. Hani masallar biter ya öyle; herkes mutlu ama devamı yok bu insanlar nerde ne alemde bilmez kimse. Yine bindi otobüse gitti evinin zıttına. Arkasından baktım. Sonra hep oturmak istediğimiz eve baktım.  Olmadı.  Olsaydı belki mutsuz olurduk ama iyiydi be. Onun kaprisi tribi bile eğlenceliydi. Yanında kendimdim en azından. “Çok üzmüşüm” onu öyle dedi. Üzmek istemedim hiç! Bazen istedim! Ama onu üzdüğüm zamanlar istememiştim. Serbest olayım istedim, kısıtlamasın beni çünkü ben ona öyle yapardım. Hep gözüm üzerindeydi ve ne yapsa bilirdim.
          Artık bilmiyorum. Kimle? Nerde? Ne yapıyor? Hiç bilmiyorum. Öğrenmek istesem öğrenirim belki ama istemiyorum. Dayanamam çünkü kaldıramam. “Neleri kaldırdım bunu mu kaldıramayacağım” demek isterdim. Olmuyor işte! Her şeyin altından “O” çıkıyor. Hayatımı alt üst etti ama hala kızamıyorum. Çok kızıyorum ama kızamıyorum. Bir geri dönüş bekliyorum, bazen pişman olsun, ağzının payını vereyim, hazırladım cümlelerimi de kendimce. Durum komedisi yaşatacağım ona. Dönmez ki  giden benim ondan haberim yok. 




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder